24 Temmuz 2012 Salı

Life is Short


Hermann Hesse – Siddhartha


Hermann Hesse ismini çocukluğumdan beri biliyorum.

Benim hayatım hep filmlerle, kitaplarla ve müzikle iç içe olmuştur. Hatırladıklarımı hep bunlarla birlikte hatırlarım. Anladıklarımı bunlarla anlarım. Anlatırken hep bunları kullanırım.

Daha ortaokula giderken ben -ki mistik doğu kültürüyle tanışmam bu döneme rastlar*- duymuştum Hermann Hesse ismini. Çünkü kendimi hippie sanıyordum ve biliyordum ki ’60 – ’70 yılların hippie gençliğinin el kitabı olan “Siddhartha”nın yazarıydı Hesse. Ve Nobel ödüllü bu kitabı okumaya da daha o zamanlar karar vermiştim.

Hesse’nin “Doğu’ya Yolculuk” kitabını okumuştum daha önce (ve anlamamıştım açıkçası). Siddhartha’yı da alalı bir süre oluyor, kitap evde okunmayı bekliyordu, kısmet bu eğitimeymiş demek ki...
Bu kitabın bize hissettirdikleri üzerine yazmamız gerekiyor ya hani... Benim ilk hissettiğim kesinlikle hüzün oldu. ( Ve şimdi, şu anda da bunları yazarken korku hissediyorum, anlamamış olmanın korkusunu.)
Siddhartha bir yol kitabı; yolculuk kitabı daha doğrusu. Kişinin tüm hayatı boyunca devam eden, kendini bilmeye ulaşmaya çalışan bir yolculuk.


Siddhartha üzerine düşündüğümde aklıma hep Keanu Reeves’in “Little Buddha” isimli filmi geliyor, orada duyduğum bir söz daha doğrusu. Filmde kayıkçı diyordu ki küçük oğluna, “ne çok çekeceksin halatı, ne de çok gevşek bırakacaksın; ikisi arasındaki dengeyi bulacaksın”. Bu sözü duyan Buddha’da bırakıyordu çileci hayatını ve dengeyi bulmaya çalışıyordu. (Bu filmi izlediğimde de daha çocuktum, Cine-5 vardı hatta daha o zamanlar.) “Siddartha esasen Buddha'nın "hakikate ulaşmadan" evvelki ismidir. Üstelik Hindu inancına göre Buddha'nın kendisi de Vişnu'nun atavarlarından (yani reankarnasyonlarından) birisidir.” şeklinde bir bilgiye ulaşmam ise, herşeyi birbirine bağladı birdenbire.

Siddhartha için ana fikir şudur ve bu kitap şu konuyu anlatır demek mümkün değil. Çünkü bu bir defa okunduğunda anlaşılabilecek bir kitap değil. Her insanın anladığı farklı olacaktır; her insanın her okuduğunda anladığı da farklı olacaktır hatta. Çünkü çok katmanlı bir kitaptan bahsediyoruz burada. Hayata ve insanın yaşamına dair çok farklı konulardan bahseden bir kitap.

Hüzün hissettim demiştim ya hani... Hüzün, çünkü biz mutlu sonlara alışkınız ve hep mutlu sonu arıyoruz hayatımızda da. “Sonsuza dek mutlu yaşamak” istiyoruz. Bir hedef koyuyoruz kendimize ve diyoruz ki o olduğunda çok mutlu olacağım ve bu sonsuza dek sürecek. Siddhartha oğluna kavuşamadığı için üzüldüm mesela. Ve Vasudeva gittiğinde de üzüldüm ben. Başka türlüsünü bilmiyorum çünkü. Sevdiğimiz insan yanımızdaysa mutluyuzdur, değilse mutsuzuzdur (ve ölüm öcüdür). Acı çekmekten kaçıyoruz ve bu duyguları dışlıyoruz; tatsız duyguları hayatımızdan çıkarmaya çalışıyoruz. Bu durum hayatı ve yaşamımızı olduğu gibi kabul etmemize izin vermiyor, sürekli hedefler peşinde koşarken şu anını kaybeden insanlara dönüştürüyor. Kontrol etmeye çalışıyoruz hayatı. Akışına bırakamıyoruz hiçbir şeyi. Olmasını sağlayabileceğimiz yada olmasına engel olabileceğimiz hiçbir şey yok halbuki. Herşey olması gerektiği anda, olması gerektiği gibi oluyor.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Mandala Kavramı


Mandala (मण्डल), Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad.Genel olarak mandala,şekilleri belli bir düzene göre boyamaktır.
Genellikle daire veya kare şeklinde olan ve herşeyin mistik merkezini sembolize eden mandalalar meditasyon nesnesi olarak kullanılabilmektedir.
Hinduizm'de Siva ve Sakti'nin kozmik dansını, Budizm'de Buda Diyarını veya Buda'nın vizyonunu simgeleyen mandalalar bulunmaktadır.
Budizm'de Mandalalar onu temaşa eden için evrendeki kutsallığın içkinliğini ve aynı kutsallığın kendisindeki potansiyel durumunu hatırlatan önemli işaretlerdir. Budist bağlamda mandalanın amacı insanın acısına onu aydınlanmaya ulaştırarak son vermek ve hakikate ilişkin doğru görüşe ulaştırmaktır.
Kaynak: vikipedi

Çeşitli Mandala Örnekleri;

I Offer You Peace



“I offer you peace. I offer you love. I offer you friendship. I see your beauty. I hear your need. I feel your feelings. My wisdom flows from the Highest Source. I salute that Source in you. Let us work together for unity and love.”

 

Mahatma Gandhi